KÜTÜPHANELER VE TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR BİRLİĞİ
Cengiz ASLAN / Kütüphaneci
TÜRK YURDU DERGİSİ / MART 1993
" Kütüphanecilik zekâ ürünü olan çalışmaların bir araya gelmiş gücü ile ilgilidir. İçinde bulunduğumuz uygarlık ise bu güce atardamarların kalp vuruşuna muhtaç oldukları derecede ihtiyaç duymaktadır." Prof. CarI M. White
Ülkemiz, Türk dünyasının kültürel birliğini çerçevelemek zorundadır. Türkiye milli kültürü temel alınarak Türk dünyasıyla mevcut bağlar sağlamlaştırılmalıdır. Dünya milletleriyle bu mücadelede güçlü olmak, dünya güç dengesi açısından acil önem arz etmektedir. Dünya barışını sürekli kılmak için Türk dünyası kültür bütünü oluşturulmalıdır. "Yurtta ve Dünyada Sulh" ilkesini savunan ülkemiz, güçlü ve etkileyici olacaksa, insanlığın bekasını savunacaksa, yücelmiş ve yükselen Türk kültürünü yaşatmalı ve yaygınlaştırmalıdır.
300 milyona yakın Türk nüfusu ve altı bağımsız Türk ülkesi. Hemen hepsi de bilgi ve teknoloji yoksunu. Maddi ve manevi kaynakları çok zengin olan Türk Dünyasının acil ihtiyacı bilgidir. Bilgi, teknoloji olarak sonuçlanır, teknoloji refah seviyesini yükseltir. Bilgiyi toplayan ve isteyene istediği özellikte sunan kütüphaneler, ülkelerin beyni ve hafızasıdır. Ülkemiz beyniyle, hafızasıyla Türk dünyasına açılmalı. 1989'da hızlı bir şekilde başlatılan Türk dünyası ile kültür ilişkiler, günümüzde istenilen seviyede değildir. Ekonomik ve siyasi ilişkilere paralel ve hatta daha da ileri kültürel anlaşmaların yapılması gereken zamanımızda, yetersizliklerden ve ihtimallerden başka ülkeler yararlanmaktadır. Bu durum ileriki aşamalarda ülkemizin zararına gelişebilir.
Türk dünyasının kültürel gücüne stratejik açıdan bakıldığında büyük bir birliğin tüm varlığıyla doğmakta olduğu görülecektir. Bu birlik Avrupa Birliği’nden daha dinamik ve güçlü olabilir. AT, kültürel birliğini tüm kurum ve kuruluşlarıyla kurarken, kütüphaneleri ihmal etmemiştir. 30.4.1984'de verilen öneri uygulama alanına sokulmuştur. Her ne kadar Türk Dünyası henüz bu gibi kararları ortak olarak almaktan mahrum olsa da, Türkiye bu gibi çalışmaların öncüsü olabilecek tecrübe ve teknik donanıma sahiptir. Teknik donamından kasıt, kütüphaneler arası bilgi ağlarının kurulması için başlatılan bilgisayar / bilişim çalışmalarıdır. Ayrıca kütüphane araç-gereçleri bakımından ülkemiz diğer Türk ülkelerine göre hayli ileri bir teknolojiye sahiptir. Ben "hemen bir Türk Dünyası Kütüphanesi" kuralım demiyorum. Bu ileriki aşamalarda olabilir. Acil olanı, dil ve kültür birliğinin güçlendirilmesinde kütüphanelerin üzerine düşenleri yapmalarıdır. Özellikle araştırma kütüphaneleri hizmet ve işbirliği programlarına, Türk Cumhuriyetleri ulusal kütüphaneleri ile işbirliği başlıkları eklenmelidir. Teknolojik yeterliliğe sahip araştırma kütüphaneleri, "Türk Cumhuriyetleri" ile kütüphaneler arası işbirliğine geçebilecek uzman kadrolara sahiptirler.
Özellikle üniversite kütüphaneleri ilk adımı atabilecek maddi imkâna sahiplerdir. TBMM Kütüphanesi de ilgili ülkelerin meclis kütüphaneleriyle bilgi ağı kurmak için gerekli girişimi yapmalıdır. Vakıf kuruluşların gerek Türk Cumhuriyetleri'nde, gerekse ülkemizde "bilgi merkezleri" kurmak için çağdaş teknolojik donanımı temin etmeleri gerekiyor. Talep olduğunda devlet bu gibi girişimlere destek vermek için ortak bir fon oluşturulabilir, projelerin ortaya çıkmasını sağlayabilir. Türk Cumhuriyetleri milli kütüphaneleri ile Milli Kütüphane'mizin basılı ve kayıtlı materyal değişimi daha kapsamlı ve düzenli biçimde yürütülmelidir. Tek engelin teknolojik alt yapı ve bilgisayar ağı eksikliği olduğunu sanmıyorum. Konuyla ilgili kişi ve kurumların duyarsız ve öngörüden yoksun olduğu belli oluyor. Kültür Bakanlığı bu gibi çalışmalarda daha aktif olabilirdi. Ne yazık ki, plansız projesiz ikili ilişkilerden öteye stratejik anlaşmalar henüz yapılamadı. Yapılacak anlaşmalarda kütüphanelerin ve kütüphanecilerin aktif rol alması gerekir. Yetersizliklerin giderilmesinden sonra, başta Kültür Bakanlığı olmak üzere, ilgili kişi ve kuruluşlar Türk dünyası ile resmi ve özel çalışmaları başlatmalıdırlar. Kütüphanelerimizin hizmet politikaları planlanmamış ve özellikle Türk Dünyası ile kurulmaya çalışılan kültür birliği için üretmesi gereken hizmetler belirlenmemiştir.
Türk Dünyası kültür birliğinin güçlendirilmesinde, kütüphanelerin üretmesi gereken hizmetlere örnek olması açısından Avrupa Topluluğu'nun kütüphane politikası son derece imrendiricidir: "Avrupa. Parlamentosu'na bir Avrupa Kütüphanesi'nin oluşturulması hakkında bir öneri verilmişti. Buna göre, topluluk içinde bireylerin kültürel açıdan kaynaşmalarının sağlanması için etkin bir kütüphane politikası izlenmeliydi. Kütüphane sektöründe geliştirilen enformasyon teknolojisi, özellikle Avrupa konusunda uzmanlaşmış kütüphanelerin ve dokümantasyon merkezlerinin çalışmaları, Batı Avrupa' da bulunan belli başlı araştırma kütüphaneleri arasında Avrupa Konseyi tarafından geliştirilen işbirliği, Eğitim, araştırma ve dokümantasyon konularında gereksinmeleri göz önüne alınarak bir Avrupa kütüphanesi yaratılmalıydı."
Manevi değerler kültür ve bilimin gücü ekonomik işbirliğinden daha önemli ve kalıcıdır. Kültür Bakanlığı ve diğer ilgililer her şeyden önce bu iki noktadan hareket etmelidirler. Böylece ülkemizin öz varlığını barındıran kütüphaneler ve diğer bilgi merkezleri işbirliğine aktif olarak katılabileceklerdir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar yetersizdir. Bu yetersizlikleri başka ülkelerin doldurmasıyla ülkemizin dışlanması ihtimal dışı değildir. Unutulmasın ki, biz Türk Dünyasının liderliğine böyle bir takım yetersizliklerle soyunursak sonuçta hüsrana uğrarız. Özellikle hizmet içi eğitim ve Türk şiveleri öğretimi en büyük meseledir. Kütüphanecilerin kademeli olarak hizmet içi eğitimden geçirilmesi ve Türk şivelerini öğrenmesi için ilgili ülkelere gönderilmesi şarttır. Ankara'da Türk şiveleri kursu düzenli olarak verilmeliydi. Ne yazık ki, bu kurslardan pek çok kütüphaneci yararlanamadı. Yararlanmak isteyenlere de gerekli izin verilmedi! Oysa bir kütüphaneci dil bilgisi ve yeterliliği oranında başarılı olmaktadır.
Araştırma kütüphaneleri Türk Dünyası Kültür bütünü oluşturmak için kütüphanecilik alanında planlı işbirliği başlatmalı. Okul kütüphanelerine Türk Cumhuriyetleriyle ilgili eserler gönderilmeli. Ders dışı zamanlarda bu ülkelerle ilgili sohbet yapılmalı ve kültür tür yarışmaları düzenlenmeli. Özel kurum ve kuruluşların kütüphaneleri de yayın değişimi yapabilmeli. Ürettikleri hizmetle ilgili katalog, broşür, bibliyografya ve bibliyografik eserlerin değişimine özen gösterilmeli. Devlet, kütüphane araç ve gereçleriyle, fotokopi makinesi, ofset baskı tekniklerini bu ülkelere bağış yoluyla vermelidir. Pek çok dünya bilgi ağlarıyla bağlantılı bir "Türk Dünyası Kütüphanesi" kurulmalıdır. Türk Dünyası Bilim ve Yüksek Okulu kurulmalı kütüphane Teknolojisi adı altında ders de programda yer almalı. Kütüphanecilik Fakültelerinde bu ülke gençlerine kontenjan ayrılarak öğrenim yapmalarına imkân verilmeli. Kütüphanecilerin Türk lehçe ve şivelerini öğrenmeleri sağlanmalı. Türk milli kültürünün temellerini oluşturan DİL, TARİH, SANAT, EDEBİYAT, TÖRE, VATAN, AİLE, AHLAK... gibi değerleri anlatan ve tüm dünya Türk nüfusunu ve coğrafyasını kapsayan "TÜRK DÜNYASI ANSİKLOPEDİSİ" hazırlanmalı.
Okuyalım Okutalım
25 Şubat 2008 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder